Konya Sanayi-i Nefise Mektebi, 1920’li yıllarda bir tadilat geçirmiş, tüm çatı örtüsünün şekli değiştirilirken, doğu ve batı yönündeki üçgen alınlıklar, sivri külahlı bacalar, çatı arası pencereleri kaldırılmış, kulelerin piramidal külahları da kaldırılarak kiremitle ve dışa taşan saçaklı bir çatı ile kaplanmıştı.
kurdukları banka ile Konyalı esnafını soydukları, haksız kazanç sağladıkları bilinen ancak mahkemesi sonuçlanmayan, İlyas Çaha ve Yusuf Şar da dahil edilmişti. Bankanın kurucularından Fransız vatandaşı Abraham Haralamidis ise çok öncesinde sınır dışı edilmişti. Halep kentine yerleştirilen Yusuf Şar ve İlyas Çaha, Mütâreke’den (1918) sonra Konya’ya geri dönmüş, Millî Mücâdele’nin başlamasıyla da Konya’daki işlerini yürütmesi için Ermeni Avukat Markaryan’a vekalet vererek tekrar Suriye’ye gitmişti.
Bu evlerden birisi ve baştan beri etrafında dolaştığımız Muallimler Birliği Binasının karşısındaki kırma çatılı dört katlı Konak, Marunî Cemaati’nin önde gelen isimlerinden, buğday ticaretinden zenginleşen inşaatçı, otelci, dövizci, banker ve uluslararası ticaret yapabilme ruhsatı olan tüccar Yusuf Şar’a aitti ve 1900’lerin başlarında inşaa edilmişti.
Yine hemen her fotoğrafta Yusuf Şar Konağı kadar olmasa da kendini belli eden ikinci yapı da, sağda köşesinde kubbeli kulesi olan binadır ki onun da advertisementı Muallimler Birliği ve Maarif Evleridir.
Bu sırada bir müşterileri ile yaşadıkları mükerrer senet meselesi yüzünden mahkemelik olmuşlar, tahkikatlar, yazışmalar, tekrar eden itirazlar uzamış gitmiş, Dahiliye Nezareti’ne kadar intikal etmişti. 1917 yılına gelindiğinde Konya’da gayrimüslümler arasında Dünya savaşı sırasında düşmanla işbirliği yaptıkları ve Konya Ekonomisine zarar verdikleri gerekçesiyle tehcir başlamış, göç ettirilenler arasına,
Bir süre Fransız Okulu olarak hizmet veren konak daha sonraları, 1920-22 yıllarına dek Fransız Hastanesi olarak çalıştırılmış, 1970’li yıllara kadar ev olarak kullanılmış, daha sonra da Anavatan Partisi İl Merkezi Binası olmuştu.
20. yüzyılın başında Konya yabancı devlet temsilciliklerinin ilgi duyduğu ve resmen konsolosluk seviyesinde temsil edildikleri bir şehir olmuştu. İlginç olan ise ilk açılan yabancı temsilciliğin de Rus Konsolosluğu olmasıdır. 1896 yılına gelindiğinde şehirde Rusya ve İngiltere olmak üzere iki konsolosluk vardır. 1899’da Fransız Konsolosluğunun açılmasıyla sayı üçe çıkmış, daha sonrasında da bu üçlüye Alman Konsolosluğu da eklenmişti.
Fotoğraf 28’den daha sonraki bir dönemde çekilmiş olduğunu bahçe duvarının kalkmış olduğundan anlıyoruz ancak, Bulvardaki ağaçların tekrar neden küçüldüklerini anlamak pek mümkün değil. Solda ağaçların arkasında Muallimler Birliği ve Maarif Evlerinin hala yerlerinde olduğu da görülmektedir.
Tevfik Ceylanî’nin yükselişi daha sonraki yıllarda da devam etmiş, Belediye Sineması’na ortak olarak Sinemacılığa da başlamıştı. Daha sonra Belediye Sineması ortaklığından ayrılmış, içki üretimi de devlet tekeline alınınca, tamamen sinemacılığa yönelmiş ve 1938 yılında 500 kişilik kaloriferli, Yeni Sinema’yı inşaa ettirmişti.
Üçüncüsü ise, 1 Ocak 1936 tarihinde, Alâeddin Tepesi’nin doğu eteklerine Hüküfulfilled Bulvarının tam ortasına denk gelecek şekilde inşaa edilen Şehitler (Meçhul Asker) Anıtıdır.
O tarihte otoparka bitişik olarak duran dersane binası boşaltılıp yıkılmış ve Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin evi ihya edilecekmiş. Bu evi inşaa etmek için hangi belgelere başvuracaklar acaba merak içerisindeyim.
70’li yıllarda çekmiş olduğum bir fotoğrafta bir diğer Maruni Evi, yine Atatürk Caddesi üzerinde İkiz Evlerden birkaç adım ötede tam Zafer Meydanına bakan bir konumdaydı. Sanırım günümüzde yerine yapılan bina Fatih Sürücü kursu veya onun bir öncesidir.
Büyük bir ihtimalle de lise son sınıfile öğrencisi olarak Cumhuriyet Meydanı’nda 3 yıl sonra bu anıtın yerleştirildiği noktada düzenlenen coşkulu
I already explained that I am a student so it's possible this textual content has a lot of grammar problems ???? so You should not intellect click here it. In my perspective this application is quite great. I actually like it????????.
Comments on “The best Side of sohbet”